Yönetmelik kim onaylar ?

Murat

New member
Yönetmelik Kim Onaylar? Kamu Yönetimi ve Hukukta Şeffaflık Üzerine Bir Eleştiri

Yönetmelikler, yaşamımızın her alanını etkileyen, ama çoğu zaman göz ardı edilen kurallardır. Çoğu zaman hükümetler ya da kurumlar tarafından hazırlanan bu düzenlemeler, bürokratik bir dilde yazılır ve genellikle yalnızca belirli bir grup tarafından anlaşılır. Peki, bu yönetmelikler kimler tarafından onaylanır? Gerçekten toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde mi hazırlanır? Uzun yıllardır, kamu hizmetlerine dair çeşitli yönetmeliklerin hazırlanış sürecini gözlemleme fırsatım oldu ve bu süreçte karşılaştığım bazı noktalar, beni bu yazıyı yazmaya teşvik etti.

Yönetmeliklerin onaylanması süreci, aslında sadece bürokratik bir formalite değil, toplumsal adaletin, şeffaflığın ve eşitliğin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Fakat, genellikle bu süreç hakkında yeterince şeffaflık bulunmaz. Bu yazıda, yönetmeliklerin onaylanma sürecini eleştirel bir gözle inceleyeceğim, erkeklerin daha çözüm odaklı, kadınların ise daha ilişkisel bakış açılarını da göz önünde bulundurarak yönetmeliklerin oluşturulma sürecinin şeffaflıkla nasıl iyileştirilebileceğini tartışacağım.

Yönetmelik Onaylama Süreci: Kim ve Nasıl Onaylar?

Bir yönetmeliğin onaylanma süreci, genellikle ilgili bakanlıklar ve devlet kurumları arasında geçen bir süreçtir. Ancak, bu süreç genellikle kamuoyu tarafından bilinmez ve şeffaflık eksikliği nedeniyle pek çok soru işareti bırakır. Yönetmelik hazırlıklarında yer alan bürokratik süreç, yasaların gerekliliklerine ve hükümetin politikasına bağlı olarak şekillenir. Türkiye’de, çoğu yönetmelik, ilgili bakanlıklar ve üst düzey bürokratlar tarafından hazırlanıp, Bakanlar Kurulu’ndan onay aldıktan sonra Resmi Gazete’de yayımlanır. Ancak, bu sürecin ne kadar şeffaf olduğu, kamuoyunun bu yönetmelikleri ne kadar sahiplenip anlayabildiği de ayrı bir soru işaretidir.

Bürokratik bir yapının içerisindeki en yüksek onay mercii genellikle bakanlıklar ve hükümetin yetkilendirdiği diğer kurumlar olur. Bu sistemde, hazırlanan yönetmeliğin nihai onayını veren organ, hükümetin yürütme yetkisini temsil eden organlardır. Ancak, bu süreçte, kamuoyu ne kadar bilgi alabiliyor ve kararlar ne kadar şeffaf?

Bunu somutlaştırmak gerekirse, örneğin Türkiye’de 2021 yılında yapılan bazı yönetmelik değişiklikleri, özellikle yerel seçimlerle ilgili, kamuoyunun büyük tepkisini çekmişti. Değişikliklerin önceden tartışılmamış olması, bu değişikliklerin şeffaf bir şekilde onaylanmadığına dair ciddi eleştiriler aldı. Buradaki en büyük sorun, bir yönetmeliğin ne kadar açık ve adil bir şekilde onaylandığının topluma yeterince yansıtılmıyor olmasıdır.

Erkeklerin Perspektifi: Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşım

Erkeklerin yönetmelik onaylama sürecine yaklaşımı genellikle daha stratejik ve veri odaklıdır. Onlar için en önemli konu, sistemin ne kadar verimli ve etkili çalıştığıdır. Çoğu zaman erkekler, hukuki ve yönetimsel açıdan bakarak, kararların mantıklı bir temele oturmasını beklerler. Bu bağlamda, yönetmeliklerin onaylanma süreçleri, daha çok etkili yönetim anlayışı ve çözüm odaklı bir bakış açısıyla ele alınır.

Örneğin, iş dünyasında veya ticaretle ilgili konularda, yönetmeliklerin onaylanması süreci, hızlıca alınan kararlarla şirketlerin ve girişimcilerin faaliyetlerine yön verir. Erkekler, özellikle ticaret hayatı ve bürokrasiyle iç içe olan kişiler, yönetmeliklerin karar alma süreçlerinin daha şeffaf olmasını ve etkin kararlar alınmasını isterler. Yani, bu tür düzenlemelerde özellikle pratik ve hızlı sonuç alınabilirliğin önemli olduğu görüşü yaygındır.

Bu noktada, verimlilik ve hız, erkeklerin çözüm odaklı bakış açılarının ön planda olduğu bir konudur. Yönetmeliklerin onaylanmasında, özellikle toplumsal etkilerin yanında ekonomik verimlilik, zamanında karar alabilme ve uygulama gibi unsurlar daha fazla vurgulanır.

Kadınların Perspektifi: Empatik ve İlişkisel Yaklaşım

Kadınların yönetmeliklerin onaylanma sürecine bakış açısı ise daha çok toplumsal etkiler ve ilişkilerle şekillenir. Kadınlar, genellikle toplumsal adaletin, eşitliğin ve insanların yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik düzenlemelere odaklanırlar. Bu bağlamda, kadınlar yönetmeliklerin toplumsal anlamda ne tür etkiler yaratacağını, özellikle alt sınıflar, dezavantajlı gruplar ve kadınlar üzerindeki potansiyel etkilerini daha fazla dikkate alırlar.

Kadınlar için, şeffaflık sadece işlevsel değil, aynı zamanda duygusal ve toplumsal bağlamda da önemlidir. Bir yönetmelik, sadece bir takım hukukî prosedürleri yerine getirmekten ibaret değildir; toplumsal bütünlüğü, eşitliği ve hakkaniyeti sağlamak gibi büyük bir sorumluluğa sahiptir. Özellikle, kadının iş gücüne katılımını engelleyen, aile içi eşitsizliği pekiştiren veya cinsiyet temelli ayrımcılığı destekleyen yönetmeliklerin kabul edilmesi, kadınlar için büyük bir problem teşkil eder.

Örneğin, 2019 yılında yapılan bazı kamu yönetimi düzenlemeleri, kadınların daha fazla söz sahibi olduğu politikalar için kadın grupları tarafından protesto edilmişti. Kadınlar, bu tür yönetmeliklerin hazırlanma sürecinde, daha fazla şeffaflık ve adalet talep etmektedir. Bu bakış açısıyla, yönetmeliklerin sadece ekonomik ve stratejik faydaları değil, aynı zamanda duygusal ve toplumsal etkileri de düşünülmelidir.

Sonuç ve Tartışma: Şeffaflık ve Katılımcılık Gerekliliği

Yönetmeliklerin onaylanması süreci, yalnızca hukuki bir süreç değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel etkilere sahip bir olgudur. Hem erkeklerin stratejik bakış açısı hem de kadınların toplumsal duyarlılığı, bu sürecin daha adil ve şeffaf bir şekilde işlemesi gerektiğini göstermektedir. Kamu yönetimi ve hukuk sisteminin şeffaflığını artırmak, sadece yasaların adil olmasını değil, aynı zamanda toplumun her bireyinin haklarının korunmasını sağlar.

Sizce, yönetmelik onaylama sürecinde daha fazla şeffaflık nasıl sağlanabilir? Bu süreçte toplumsal eşitlik ve adalet nasıl gözetilebilir? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!