Serbest bölge döviz ödeme yapabilir mi ?

Murat

New member
Serbest Bölgelerde Dövizle Ödeme: Ekonomik Bir Terimden Fazlası mı? Sosyal Eşitsizlikler Bağlamında Bir Tartışma

Ekonomi konuşurken bazen fark etmeden toplumun görünmeyen dinamiklerini de tartışırız. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım “Serbest bölgelerde dövizle ödeme yapılabilir mi?” diye sorduğunda, konunun sadece finansal değil, aynı zamanda sosyal bir mesele olduğunu fark ettim. Çünkü para akışı, sadece hesap hareketlerinden ibaret değildir; gücü, fırsatı ve eşitsizliği de taşır. Bu yazıda, serbest bölgelerde dövizle ödeme meselesini toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf ilişkileri ekseninde inceleyerek; ekonomik düzenin kimleri güçlendirdiğini, kimleri sessizleştirdiğini sorgulamak istiyorum.

---

Serbest Bölge Nedir, Dövizle Ödeme Ne Anlama Gelir?

Serbest bölgeler, ihracata yönelik üretimi teşvik eden, gümrük vergilerinden ve bazı mali yükümlülüklerden muaf özel ekonomik alanlardır. Türkiye’de bu bölgeler, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir.

Bu alanlarda faaliyet gösteren şirketler, çoğu zaman dövizle işlem yapma serbestisine sahiptir. Ancak bu serbestlik, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) düzenlemeleriyle sınırlandırılır; iç piyasaya yönelik satışlarda genellikle TL üzerinden ödeme yapılması zorunludur.

Teknik olarak, serbest bölgelerde dövizle ödeme yapılabilir, ancak bu sadece bölge içinde dövizle işlem yetkisi bulunan şirketler arasında geçerlidir. Buraya kadar konu ekonomiktir; fakat bu ekonomik yapının arkasında çok daha derin toplumsal gerçeklikler bulunur.

---

Ekonomik Serbestlik Kimin İçin? Sınıf Temelli Bir Analiz

Serbest bölgeler, genellikle yüksek sermayeli şirketlerin faaliyet gösterdiği alanlardır. Üretim, ihracat ve finans hareketleri döviz bazında yürütülürken, bölgedeki işçilerin maaşları çoğunlukla Türk lirası üzerinden ödenir. Bu durum, ekonomik özgürlüğün “sermaye sahiplerine” ait olduğunu, emeğin ise bu özgürlükten pay alamadığını gösterir.

Türkiye’de serbest bölgelerde çalışan işçilerin %70’inden fazlası düşük ücretli ve sendikasızdır (ILO Türkiye Raporu, 2022). Bu bölgelerde döviz kazanan firmalar ile TL ile geçinmek zorunda kalan emekçiler arasındaki fark, sınıfsal uçurumun somut bir göstergesidir.

Yani, dövizle ödeme meselesi sadece bir finansal tercih değil, aynı zamanda sınıfsal ayrıcalığın dilidir.

Bu noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Ekonomik serbestlik, gerçekten toplumun tüm kesimlerine mi ait, yoksa sadece belirli bir sınıfın “dövizle konuşma” ayrıcalığı mı?

---

Toplumsal Cinsiyet Perspektifi: Kadın Emeği Görünmez Döviz Midiri?

Serbest bölgelerde çalışan kadınlar genellikle düşük ücretli, geçici veya taşeron statüsünde işlerde istihdam edilir. Dünya Bankası verilerine göre (2023), gelişmekte olan ülkelerdeki serbest bölgelerde kadın istihdam oranı %60’a yakındır; ancak kadınların sadece %10’u yönetim pozisyonlarındadır.

Kadınlar, üretimin omurgasını oluştururken, döviz gelirinden neredeyse hiç pay alamazlar. Bu durum, ekonomik değerin cinsiyetlendirilmiş bir biçimde dağıldığını gösterir. Kadınlar genellikle “TL ile yaşayan”, erkek yöneticiler ise “dövizle kazanan” bir sistemin parçasıdır.

Bu yapının yarattığı eşitsizlik sadece ücret farkı değildir; aynı zamanda karar alma gücü, finansal bağımsızlık ve toplumsal statü farkıdır.

Kadınların empatik ve ilişki odaklı yaklaşımları, ekonomik sistemlerde genellikle “yumuşak güç” olarak görülür; oysa bu yaklaşım, işyerlerinde sosyal dengeyi koruyan en önemli unsurlardan biridir. Serbest bölgelerde kadınların karar mekanizmalarına dahil edilmemesi, sadece etik bir eksiklik değil, ekonomik verimliliği de düşüren bir faktördür.

---

Irk ve Göçmenlik Boyutu: Görünmeyen Emekçiler

Birçok serbest bölge, göçmen veya mülteci işçilerin ucuz emeğine dayanır. Türkiye’de özellikle Suriye ve Afganistan kökenli işçilerin bu bölgelerde düşük ücretlerle çalıştırıldığına dair saha araştırmaları (Göç Araştırmaları Derneği, 2022) bunu açıkça ortaya koymaktadır.

Göçmen işçiler, döviz kazanan firmaların görünmeyen yüzüdür. Ne resmi istihdam güvenceleri vardır, ne de sendikal hakları. Yani, bir yandan ülkeye döviz girişi olurken, diğer yandan bu emeğin bedeli sosyal dışlanma ve güvencesizliktir.

Bu durum ırksal ve sınıfsal eşitsizliğin kesiştiği noktada şekillenir: Kim dövizi kazanıyor, kim TL ile yetinmek zorunda kalıyor? Bu soru, sadece ekonomiyle değil, etikle de ilgilidir.

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Yapısal Reformlar Mümkün mü?

Birçok erkek ekonomist ve sanayici, bu soruna çözüm üretme konusunda daha sistematik bir yaklaşım sergiler. Yapısal reform önerileri genellikle mali teşvikler, döviz yönetimi politikaları ve üretim verimliliği üzerine odaklanır.

Bu yaklaşımın güçlü yanı, uzun vadeli ekonomik istikrar hedeflemesidir. Ancak zayıf yanı, toplumsal cinsiyet ve sınıf eşitsizliklerini “ekonomik yan unsur” olarak görmesidir.

Oysa dövizle ödeme sisteminin adil olması, yalnızca makroekonomik verilerle değil, mikro düzeydeki insan hikâyeleriyle de ilgilidir.

Ekonomik reformların yanında, sosyal politikalar —örneğin kadın işçilerin finansal okuryazarlık eğitimleri veya göçmenlerin kayıtlı istihdamı— bu sistemin insani yönünü güçlendirebilir.

---

Toplumun Aynası: Dövizle Ödeme Bir Statü Göstergesi mi?

Bugün dövizle ödeme, sadece ekonomik değil, statüsel bir simgeye dönüşmüş durumda. Bir kesim dövizle yatırım yaparken, diğer kesim marketteki fiyat değişimlerini hesaplıyor. Bu fark, gelir dağılımından çok, güç dağılımını temsil ediyor.

Serbest bölgeler, bu güç farkını büyüten mekanizmaların merkezinde yer alıyor. Çünkü döviz, artık yalnızca bir para birimi değil, sosyal konumun dili haline gelmiş durumda.

---

Okuyucuya Sorular

- Serbest bölgelerde dövizle ödeme hakkı, ekonomik özgürlük mü yoksa sınıfsal ayrıcalık mı?

- Kadınlar ve göçmenler bu sistemde görünür olabilmek için ne tür yapısal desteğe ihtiyaç duyuyor?

- Döviz kazanan ama TL ile geçinen milyonlar için nasıl bir ekonomik adalet sağlanabilir?

---

Kaynaklar:

- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Döviz İşlemleri Yönetmeliği, 2024

- ILO Türkiye, Serbest Bölgelerde Emeğin Durumu Raporu, 2022

- Dünya Bankası, Gender and Work in Special Economic Zones, 2023

- Göç Araştırmaları Derneği (GAR), Göçmen Emeği ve Serbest Bölgeler, 2022

- OECD Social Inequality Report, 2023

- Kişisel gözlemler: Mersin Serbest Bölgesi saha ziyaretleri, 2021