Zeynep
New member
Fayda Olmak Ne Demek? Bir Hikâyenin İçinde, Bir Kalbin Derininde...
Selam sevgili forumdaşlar
Bugün size sadece bir “hikâye” anlatmak istiyorum. Ne felsefe dersi, ne kişisel gelişim nutku... sadece bir hayat kesiti. Çünkü bazen “fayda olmak” öyle kitap cümlelerinde değil, birinin sessizce gülümsemesinde saklıdır.
---
Bir Sabah, Bir Rastlantı...
O sabah yağmur yağıyordu. Yoldan geçen arabaların su sıçratmalarına aldırmadan yürüyen iki insan vardı: Biri Selim, diğeri Elif.
Selim, otuzlu yaşlarının sonunda, mühendis kafalı, planlı, sistematik, "çözüm odaklı" bir adamdı.
Elif ise öğretmendi; duygularla konuşur, kalbiyle görürdü.
İkisi de aynı mahallede oturuyordu ama bugüne kadar hiç konuşmamışlardı.
O sabah, Elif elinde ağır çantalarla yürürken çantasının sapı koptu. Selim hemen fark etti.
Sessizce yaklaştı:
> “Bırakın, ben tamir ederim.”
Elif şaşırdı. “Gerek yok, hallederim,” dedi ama Selim çoktan cebinden küçük bir pense çıkarmıştı.
Kim taşır ki yanına penseyi, diye düşündü Elif. Ama Selim taşırdı. Çünkü her an bir “arıza” çıkabilirdi.
Beş dakika içinde çantayı tamir etti. Ne fazla konuştu, ne de göz teması kurdu. Sadece “Artık sorun çıkarmaz,” dedi ve yürüdü.
Elif arkasından baktı, sonra kendi kendine gülümsedi:
> “İşte fayda olmak bu belki… fark edilmeden, karşılık beklemeden.”
---
Erkekçe Fayda: Tamir Etmek, Kurtarmak, Çözmek
Selim için fayda, sorun çözmekti.
Birine yardım ettiğinde rahatlar, bir şey tamir ettiğinde huzur bulurdu.
Ama çoğu zaman bu duygusunu paylaşmazdı. “Yardım ettim” bile demezdi. Çünkü içinden şöyle düşünürdü:
> “Fayda olmak gösterilmez, yapılır.”
Ama Elif’in gözünde durum farklıydı. Onun için fayda, bir insanın kalbine dokunmaktı.
Bir gün okulda öğrencilerinden biri üzgün gelince Elif ona sarıldı.
Çocuk sessizdi ama o sarılmada bir sıcaklık buldu.
İşte o anda Elif düşündü:
> “Bazen bir söz, bazen bir dokunuş… fayda dediğin illa çözüm değil, bazen sadece yanındayım demek.”
---
Kadınca Fayda: Hissetmek, Anlamak, Bağ Kurmak
Bir akşam Elif ve Selim, mahalledeki küçük bir kitapçıda karşılaştılar.
Yağmur yine yağıyordu.
Elif elinde “İnsana Dokunmak” adlı bir kitap tutuyordu. Selim hemen dikkat etti.
> Selim: “O kitapta fayda olmakla ilgili bir bölüm vardı galiba.”
> Elif: “Evet… ama siz nereden biliyorsunuz?”
> Selim: “Ben ‘verimlilik’ üzerine okurken denk gelmiştim. Faydadan bahsediyordu ama farklı bir açıdan. İnsan nasıl işe yarar hale gelir diye.”
> Elif: “İşe yarar olmak mı? Fayda olmakla aynı şey değil bence.”
Selim sustu.
Elif devam etti:
> “İşe yarar olmak, mekanik bir şey. Fayda olmaksa insani. Birini tamir etmekle birini iyileştirmek arasında fark var.”
Selim’in gözleri bir an parladı. İlk defa biri, faydayı böyle tanımlamıştı.
O akşam iki farklı dünyanın insanı, aynı kelimenin iki ucundan birbirine köprü kurdu.
---
Bir Çocuk, Bir Ders, Bir Dönüm Noktası
Bir gün Elif’in öğrencilerinden biri okula gelmedi.
Küçük bir çocuktu, adı Kerem. Annesi hastaydı, babası işsizdi.
Elif bunu duyunca dayanamadı, evine gitmeye karar verdi.
Mahallenin ucundaki dar sokakta buldu evi.
Kapıyı çaldı, Kerem’in annesi şaşırdı:
> “Öğretmenim, zahmet etmeseydiniz.”
> “Zahmet değil, fayda olmaya geldim,” dedi Elif.
Ama ne yapacağını bilemedi. O anda aklına Selim geldi.
“Bu evi onaracak, sobayı çalıştıracak biri lazım,” dedi kendi kendine.
Akşam Selim’in kapısını çaldı:
> “Bir ev var, çocuk üşüyor. Yardım eder misin?”
> Selim cevap vermedi bile, montunu aldı, çıktı.
Ertesi sabah mahallede yeni bir soba yanıyordu.
Kerem’in annesi ağlayarak teşekkür etti.
Elif sadece gülümsedi, Selim ise arkasını dönüp giderken mırıldandı:
> “Benim işim bu değil ama içim rahat.”
Ve o gün Elif anladı ki:
Erkekler bazen konuşmadan şefkat gösterir,
Kadınlarsa şefkati kelimelere döker.
Ama ikisi birleştiğinde, fayda gerçek olur.
---
Fayda Olmak: Bir İnsanlık Hikâyesi
Günler geçti.
Selim artık her sabah Elif’i okul yolunda selamlıyor, bazen çantasını taşıyor, bazen sadece “iyi dersler” diyordu.
Elif her defasında içinden geçiriyordu:
> “Fayda olmak, birinin yükünü almak değil, yolunu hafifletmektir.”
Bir gün Elif, öğrencilerine sordu:
> “Çocuklar, sizce fayda olmak ne demek?”
> Biri “yardım etmek,” dedi,
> biri “para vermek,”
> biri “çöpleri toplamak.”
> Ama en sessiz çocuk olan Kerem elini kaldırdı:
> “Fayda olmak, sobayı yakan amca gibi olmak.”
Sınıfta bir sessizlik oldu. Elif gözlerini kapadı. Gözlerinin kenarında bir damla yaş süzüldü.
İşte o anda fark etti ki, bir hareket bazen bin kelimeden daha derin bir iz bırakır.
---
Forumdaşlar, Sizin Hikâyeniz Ne?
Fayda olmak, bir mühendis için çözüm üretmek, bir öğretmen için kalbe dokunmak, bir çocuk için ısınmak demek.
Ama belki de hepimiz için aynı şey:
Birinin yaşamına, küçücük de olsa anlam katmak.
Bazen sadece “dinlemek” faydadır.
Bazen sessizce yanında yürümek.
Bazen “Ben buradayım” diyebilmek.
O yüzden sevgili forumdaşlar, size soruyorum:
Sizce “fayda olmak” sizin hayatınızda nasıl bir anlam taşıyor?
Birine fayda oldunuz mu hiç farkında olmadan?
Ya da biri size oldu mu, öyle sessizce, bir sabah yağmurun altında?
Kelimelerle değil, yürekle anlatın. Çünkü belki de bu yazı, başka birinin “fayda hikâyesi”ne dönüşecek…
Selam sevgili forumdaşlar

Bugün size sadece bir “hikâye” anlatmak istiyorum. Ne felsefe dersi, ne kişisel gelişim nutku... sadece bir hayat kesiti. Çünkü bazen “fayda olmak” öyle kitap cümlelerinde değil, birinin sessizce gülümsemesinde saklıdır.
---
Bir Sabah, Bir Rastlantı...
O sabah yağmur yağıyordu. Yoldan geçen arabaların su sıçratmalarına aldırmadan yürüyen iki insan vardı: Biri Selim, diğeri Elif.
Selim, otuzlu yaşlarının sonunda, mühendis kafalı, planlı, sistematik, "çözüm odaklı" bir adamdı.
Elif ise öğretmendi; duygularla konuşur, kalbiyle görürdü.
İkisi de aynı mahallede oturuyordu ama bugüne kadar hiç konuşmamışlardı.
O sabah, Elif elinde ağır çantalarla yürürken çantasının sapı koptu. Selim hemen fark etti.
Sessizce yaklaştı:
> “Bırakın, ben tamir ederim.”
Elif şaşırdı. “Gerek yok, hallederim,” dedi ama Selim çoktan cebinden küçük bir pense çıkarmıştı.
Kim taşır ki yanına penseyi, diye düşündü Elif. Ama Selim taşırdı. Çünkü her an bir “arıza” çıkabilirdi.
Beş dakika içinde çantayı tamir etti. Ne fazla konuştu, ne de göz teması kurdu. Sadece “Artık sorun çıkarmaz,” dedi ve yürüdü.
Elif arkasından baktı, sonra kendi kendine gülümsedi:
> “İşte fayda olmak bu belki… fark edilmeden, karşılık beklemeden.”
---
Erkekçe Fayda: Tamir Etmek, Kurtarmak, Çözmek
Selim için fayda, sorun çözmekti.
Birine yardım ettiğinde rahatlar, bir şey tamir ettiğinde huzur bulurdu.
Ama çoğu zaman bu duygusunu paylaşmazdı. “Yardım ettim” bile demezdi. Çünkü içinden şöyle düşünürdü:
> “Fayda olmak gösterilmez, yapılır.”
Ama Elif’in gözünde durum farklıydı. Onun için fayda, bir insanın kalbine dokunmaktı.
Bir gün okulda öğrencilerinden biri üzgün gelince Elif ona sarıldı.
Çocuk sessizdi ama o sarılmada bir sıcaklık buldu.
İşte o anda Elif düşündü:
> “Bazen bir söz, bazen bir dokunuş… fayda dediğin illa çözüm değil, bazen sadece yanındayım demek.”
---
Kadınca Fayda: Hissetmek, Anlamak, Bağ Kurmak
Bir akşam Elif ve Selim, mahalledeki küçük bir kitapçıda karşılaştılar.
Yağmur yine yağıyordu.
Elif elinde “İnsana Dokunmak” adlı bir kitap tutuyordu. Selim hemen dikkat etti.
> Selim: “O kitapta fayda olmakla ilgili bir bölüm vardı galiba.”
> Elif: “Evet… ama siz nereden biliyorsunuz?”
> Selim: “Ben ‘verimlilik’ üzerine okurken denk gelmiştim. Faydadan bahsediyordu ama farklı bir açıdan. İnsan nasıl işe yarar hale gelir diye.”
> Elif: “İşe yarar olmak mı? Fayda olmakla aynı şey değil bence.”
Selim sustu.
Elif devam etti:
> “İşe yarar olmak, mekanik bir şey. Fayda olmaksa insani. Birini tamir etmekle birini iyileştirmek arasında fark var.”
Selim’in gözleri bir an parladı. İlk defa biri, faydayı böyle tanımlamıştı.
O akşam iki farklı dünyanın insanı, aynı kelimenin iki ucundan birbirine köprü kurdu.
---
Bir Çocuk, Bir Ders, Bir Dönüm Noktası
Bir gün Elif’in öğrencilerinden biri okula gelmedi.
Küçük bir çocuktu, adı Kerem. Annesi hastaydı, babası işsizdi.
Elif bunu duyunca dayanamadı, evine gitmeye karar verdi.
Mahallenin ucundaki dar sokakta buldu evi.
Kapıyı çaldı, Kerem’in annesi şaşırdı:
> “Öğretmenim, zahmet etmeseydiniz.”
> “Zahmet değil, fayda olmaya geldim,” dedi Elif.
Ama ne yapacağını bilemedi. O anda aklına Selim geldi.
“Bu evi onaracak, sobayı çalıştıracak biri lazım,” dedi kendi kendine.
Akşam Selim’in kapısını çaldı:
> “Bir ev var, çocuk üşüyor. Yardım eder misin?”
> Selim cevap vermedi bile, montunu aldı, çıktı.
Ertesi sabah mahallede yeni bir soba yanıyordu.
Kerem’in annesi ağlayarak teşekkür etti.
Elif sadece gülümsedi, Selim ise arkasını dönüp giderken mırıldandı:
> “Benim işim bu değil ama içim rahat.”
Ve o gün Elif anladı ki:
Erkekler bazen konuşmadan şefkat gösterir,
Kadınlarsa şefkati kelimelere döker.
Ama ikisi birleştiğinde, fayda gerçek olur.
---
Fayda Olmak: Bir İnsanlık Hikâyesi
Günler geçti.
Selim artık her sabah Elif’i okul yolunda selamlıyor, bazen çantasını taşıyor, bazen sadece “iyi dersler” diyordu.
Elif her defasında içinden geçiriyordu:
> “Fayda olmak, birinin yükünü almak değil, yolunu hafifletmektir.”
Bir gün Elif, öğrencilerine sordu:
> “Çocuklar, sizce fayda olmak ne demek?”
> Biri “yardım etmek,” dedi,
> biri “para vermek,”
> biri “çöpleri toplamak.”
> Ama en sessiz çocuk olan Kerem elini kaldırdı:
> “Fayda olmak, sobayı yakan amca gibi olmak.”
Sınıfta bir sessizlik oldu. Elif gözlerini kapadı. Gözlerinin kenarında bir damla yaş süzüldü.
İşte o anda fark etti ki, bir hareket bazen bin kelimeden daha derin bir iz bırakır.
---
Forumdaşlar, Sizin Hikâyeniz Ne?
Fayda olmak, bir mühendis için çözüm üretmek, bir öğretmen için kalbe dokunmak, bir çocuk için ısınmak demek.
Ama belki de hepimiz için aynı şey:
Birinin yaşamına, küçücük de olsa anlam katmak.
Bazen sadece “dinlemek” faydadır.
Bazen sessizce yanında yürümek.
Bazen “Ben buradayım” diyebilmek.
O yüzden sevgili forumdaşlar, size soruyorum:
Sizce “fayda olmak” sizin hayatınızda nasıl bir anlam taşıyor?
Birine fayda oldunuz mu hiç farkında olmadan?
Ya da biri size oldu mu, öyle sessizce, bir sabah yağmurun altında?
Kelimelerle değil, yürekle anlatın. Çünkü belki de bu yazı, başka birinin “fayda hikâyesi”ne dönüşecek…
