Zeynep
New member
Fasulyenin Diğer Adı Nedir? Sofradan Tarlaya Uzanan Bir Hikâye
Herkese selam dostlar,
Bugün mutfakta kaynayan tencerelerden, Anadolu’nun bereketli topraklarına uzanan bir hikâyeyi paylaşmak istedim: fasulye! Hepimizin evinde, soframızda, çocukluğumuzun kokularında yer etmiş bu sade ama vazgeçilmez yiyeceğin aslında birçok adı var. Peki, fasulyenin diğer adı ne? Gelin, birlikte hem kelimenin köklerine inelim hem de bu mütevazı bitkinin insan hikâyelerine kulak verelim.
---
“Fasulye”nin Adının Yolculuğu
Fasulye kelimesi, Latince kökenli Phaseolus sözcüğünden türemiştir. Osmanlı döneminde ise dilimize Rumca aracılığıyla “fasulya” veya “fasule” şeklinde geçmiştir. Türkiye’nin dört bir yanında farklı ağızlarda bu kelimeye rastlamak mümkün:
- Ege’de: “Taze börülce” ya da “barbunya” bazen fasulyenin yerini alır.
- Karadeniz’de: “Çalı fasulyesi” ya da kısaca “çalı” denir.
- Doğu Anadolu’da: Kuru fasulyeye “goymak” veya “goyma” dendiği bile olur.
- Balkan kökenli bölgelerde: “Judia” ya da “pasul” kelimeleri hâlâ duyulur.
Kısacası, fasulyenin diğer adları kültürlerin, göçlerin ve sofraların birleştiği yerden doğmuştur. Aynı bitki ama farklı coğrafyalarda farklı kimliklere bürünür.
---
Topraktan Sofraya: Bir Bitkiden Fazlası
Fasulye sadece bir yiyecek değildir; yoksulluğun, bereketin, sabrın ve paylaşımın simgesidir. 16. yüzyılda Amerika’dan Osmanlı topraklarına geldiğinde, kısa sürede halkın gözdesi oldu. Çünkü hem doyurucu hem de ucuzdu. Bugün bile Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, yılda ortalama 200 bin ton kuru fasulye tüketiliyor.
Üstelik yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da popüler:
- ABD’de “kidney beans”,
- Meksika’da “frijoles”,
- Hindistan’da “rajma”,
- Yunanistan’da “fasolada” olarak bilinir.
Her ülke, kendi kültürüne göre fasulyeye anlam yüklemiştir. Bizim için ise kuru fasulye ve pilav, belki de en sade ama en güçlü ikilidir; her sosyoekonomik katmandan insanı aynı sofrada buluşturur.
---
Bir Kadının Fasulyeyle Kurduğu Bağ
Geçen yaz Sivas’ta bir köyde yaşayan Ayşe teyze ile tanıştım. 70 yaşındaydı ama hâlâ her sabah bahçesindeki sırık fasulyeleri kontrol ederdi. “Fasulyeyi çocuğum gibi büyütürüm,” demişti. Gözlerindeki sevgiyle anlatırken, aslında birçok Anadolu kadınının hikâyesini de özetliyordu.
Kadınlar için fasulye, sadece bir bitki değil; topluluğun ve emeğin sembolüdür. Komşular birbirine tohum verir, pişirdiği yemeği paylaşır. Kışın kavanozlarda saklanan fasulye, yazın bereketinin kışa taşınmış halidir. Kadınlar için fasulye, “birlikte yaşamak” demektir.
---
Erkeklerin Gözünden Fasulye: Pratiklik ve Güç
Erkekler içinse fasulye genelde “pratik” bir yemektir. Özellikle şehirde yaşayan bekar erkekler arasında, “Kuru fasulye en kolay protein kaynağıdır” diyen çoktur. Spor salonuna gidenler fasulyeyi “bitkisel protein deposu” olarak görürken, çalışanlar için “kolay doyuran” bir yemektir.
Bu açıdan bakınca, fasulye erkeklerin zihninde enerji ve sonuç odaklılıkla özdeşleşmiştir. Kadınlar için duygusal bir bağ, erkekler için işlevsel bir besin... İşte bu iki bakış açısı, toplumun yemekle kurduğu farklı duygusal ilişkileri de yansıtır.
---
Fasulyenin Ekonomik ve Kültürel Değeri
Ekonomik olarak da fasulye önemli bir oyuncudur. Türkiye, dünya kuru fasulye üretiminde ilk 10 ülke arasında yer alır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri başlıca üretim merkezleridir. Erzincan, Narman ve Karaman yörelerinin fasulyeleri, coğrafi işaretle koruma altına alınmıştır.
Kültürel olarak da birçok türküde, filmde ve hikâyede yer alır. “Kuru Fasulye” filmi (1982), Türk sinemasında bu mütevazı yemeğin toplumsal anlamını vurgulayan bir örnektir.
---
Bir Sofranın Üzerinde Birleşen Dünya
Belki de fasulyenin güzelliği buradadır: sınır tanımaz. Aynı bitki, bir köy evinde sade bir yemeğe dönüşürken, bir şehir restoranında “bean salad” olarak karşımıza çıkar. Japonya’da tatlı yapılır, Türkiye’de sucukla pişirilir, Brezilya’da “feijoada” olur.
Her yerde farklı ama anlamı aynı: birlik ve doyum. İnsanlık tarihinin ortak noktalarından biridir fasulye; savaşlarda askerleri, göçlerde aileleri, krizlerde halkı doyurmuştur.
---
Biraz da Mizah: “Fasulye Yedim, Kalbim Şenlendi”
Forumlarda fasulye deyince espiriler de eksik olmaz. “Kuru fasulye gaz yapar ama insanı da birleştirir” diyenler vardır. Çünkü her ne kadar sofradan sonra küçük sesler yükselse de, o anların samimiyeti unutulmaz. Fasulye, aileyi, dostluğu ve hatta gülmeyi bir araya getirir.
---
Sonuç: Fasulyenin Diğer Adı Aslında “Hayat”
Fasulyenin diğer adı belki “barbunya”, “börülce” ya da “goymak” olabilir. Ama derin anlamıyla onun adı hayattır. Çünkü topraktan doğar, insanı doyurur, birleştirir, hikâyeler taşır. Kadınların emeğini, erkeklerin pratikliğini, çocukların neşesini, sofraların sıcaklığını içinde barındırır.
---
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz, Forumdaşlar?
- Sizin yörede fasulyeye ne ad verilir?
- Kuru fasulyeyi mi yoksa taze fasulyeyi mi daha çok seversiniz?
- Fasulye sizin hayatınızda nasıl bir anlam taşıyor — sadece bir yemek mi, yoksa bir hatıra mı?
Yorumlarınızı bekliyorum dostlar. Belki de hep birlikte, bu mütevazı bitkinin aslında ne kadar büyük bir hikâyeyi taşıdığını yeniden keşfederiz.
Herkese selam dostlar,
Bugün mutfakta kaynayan tencerelerden, Anadolu’nun bereketli topraklarına uzanan bir hikâyeyi paylaşmak istedim: fasulye! Hepimizin evinde, soframızda, çocukluğumuzun kokularında yer etmiş bu sade ama vazgeçilmez yiyeceğin aslında birçok adı var. Peki, fasulyenin diğer adı ne? Gelin, birlikte hem kelimenin köklerine inelim hem de bu mütevazı bitkinin insan hikâyelerine kulak verelim.
---
“Fasulye”nin Adının Yolculuğu
Fasulye kelimesi, Latince kökenli Phaseolus sözcüğünden türemiştir. Osmanlı döneminde ise dilimize Rumca aracılığıyla “fasulya” veya “fasule” şeklinde geçmiştir. Türkiye’nin dört bir yanında farklı ağızlarda bu kelimeye rastlamak mümkün:
- Ege’de: “Taze börülce” ya da “barbunya” bazen fasulyenin yerini alır.
- Karadeniz’de: “Çalı fasulyesi” ya da kısaca “çalı” denir.
- Doğu Anadolu’da: Kuru fasulyeye “goymak” veya “goyma” dendiği bile olur.
- Balkan kökenli bölgelerde: “Judia” ya da “pasul” kelimeleri hâlâ duyulur.
Kısacası, fasulyenin diğer adları kültürlerin, göçlerin ve sofraların birleştiği yerden doğmuştur. Aynı bitki ama farklı coğrafyalarda farklı kimliklere bürünür.
---
Topraktan Sofraya: Bir Bitkiden Fazlası
Fasulye sadece bir yiyecek değildir; yoksulluğun, bereketin, sabrın ve paylaşımın simgesidir. 16. yüzyılda Amerika’dan Osmanlı topraklarına geldiğinde, kısa sürede halkın gözdesi oldu. Çünkü hem doyurucu hem de ucuzdu. Bugün bile Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, yılda ortalama 200 bin ton kuru fasulye tüketiliyor.
Üstelik yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da popüler:
- ABD’de “kidney beans”,
- Meksika’da “frijoles”,
- Hindistan’da “rajma”,
- Yunanistan’da “fasolada” olarak bilinir.
Her ülke, kendi kültürüne göre fasulyeye anlam yüklemiştir. Bizim için ise kuru fasulye ve pilav, belki de en sade ama en güçlü ikilidir; her sosyoekonomik katmandan insanı aynı sofrada buluşturur.
---
Bir Kadının Fasulyeyle Kurduğu Bağ
Geçen yaz Sivas’ta bir köyde yaşayan Ayşe teyze ile tanıştım. 70 yaşındaydı ama hâlâ her sabah bahçesindeki sırık fasulyeleri kontrol ederdi. “Fasulyeyi çocuğum gibi büyütürüm,” demişti. Gözlerindeki sevgiyle anlatırken, aslında birçok Anadolu kadınının hikâyesini de özetliyordu.
Kadınlar için fasulye, sadece bir bitki değil; topluluğun ve emeğin sembolüdür. Komşular birbirine tohum verir, pişirdiği yemeği paylaşır. Kışın kavanozlarda saklanan fasulye, yazın bereketinin kışa taşınmış halidir. Kadınlar için fasulye, “birlikte yaşamak” demektir.
---
Erkeklerin Gözünden Fasulye: Pratiklik ve Güç
Erkekler içinse fasulye genelde “pratik” bir yemektir. Özellikle şehirde yaşayan bekar erkekler arasında, “Kuru fasulye en kolay protein kaynağıdır” diyen çoktur. Spor salonuna gidenler fasulyeyi “bitkisel protein deposu” olarak görürken, çalışanlar için “kolay doyuran” bir yemektir.
Bu açıdan bakınca, fasulye erkeklerin zihninde enerji ve sonuç odaklılıkla özdeşleşmiştir. Kadınlar için duygusal bir bağ, erkekler için işlevsel bir besin... İşte bu iki bakış açısı, toplumun yemekle kurduğu farklı duygusal ilişkileri de yansıtır.
---
Fasulyenin Ekonomik ve Kültürel Değeri
Ekonomik olarak da fasulye önemli bir oyuncudur. Türkiye, dünya kuru fasulye üretiminde ilk 10 ülke arasında yer alır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri başlıca üretim merkezleridir. Erzincan, Narman ve Karaman yörelerinin fasulyeleri, coğrafi işaretle koruma altına alınmıştır.
Kültürel olarak da birçok türküde, filmde ve hikâyede yer alır. “Kuru Fasulye” filmi (1982), Türk sinemasında bu mütevazı yemeğin toplumsal anlamını vurgulayan bir örnektir.
---
Bir Sofranın Üzerinde Birleşen Dünya
Belki de fasulyenin güzelliği buradadır: sınır tanımaz. Aynı bitki, bir köy evinde sade bir yemeğe dönüşürken, bir şehir restoranında “bean salad” olarak karşımıza çıkar. Japonya’da tatlı yapılır, Türkiye’de sucukla pişirilir, Brezilya’da “feijoada” olur.
Her yerde farklı ama anlamı aynı: birlik ve doyum. İnsanlık tarihinin ortak noktalarından biridir fasulye; savaşlarda askerleri, göçlerde aileleri, krizlerde halkı doyurmuştur.
---
Biraz da Mizah: “Fasulye Yedim, Kalbim Şenlendi”
Forumlarda fasulye deyince espiriler de eksik olmaz. “Kuru fasulye gaz yapar ama insanı da birleştirir” diyenler vardır. Çünkü her ne kadar sofradan sonra küçük sesler yükselse de, o anların samimiyeti unutulmaz. Fasulye, aileyi, dostluğu ve hatta gülmeyi bir araya getirir.
---
Sonuç: Fasulyenin Diğer Adı Aslında “Hayat”
Fasulyenin diğer adı belki “barbunya”, “börülce” ya da “goymak” olabilir. Ama derin anlamıyla onun adı hayattır. Çünkü topraktan doğar, insanı doyurur, birleştirir, hikâyeler taşır. Kadınların emeğini, erkeklerin pratikliğini, çocukların neşesini, sofraların sıcaklığını içinde barındırır.
---
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz, Forumdaşlar?
- Sizin yörede fasulyeye ne ad verilir?
- Kuru fasulyeyi mi yoksa taze fasulyeyi mi daha çok seversiniz?
- Fasulye sizin hayatınızda nasıl bir anlam taşıyor — sadece bir yemek mi, yoksa bir hatıra mı?
Yorumlarınızı bekliyorum dostlar. Belki de hep birlikte, bu mütevazı bitkinin aslında ne kadar büyük bir hikâyeyi taşıdığını yeniden keşfederiz.