Kadın Papa Joan

KADIN PAPA JOAN
Bilinir ki Vatikan denilince akla Papa, Papa denilince de akla hemen erkek egemenliği gelir. Son derece dindar, belki dış dünyaya göre bağnaz ve hala sırlarla dolu Papa hakimiyetinde; siyasetle uğraşan, iktidar için oluk oluk kan döken ve Haçlı Seferleri’ni başlatan Papalar’ın yanısıra, Katolik doktrini uyarınca kadınlarla ilişkiye girmeleri yasak olmasına rağmen aşklarıyla ve gayrımeşru çocuklarıyla tarihe geçmiş Papalar da vardır. Ancak en başta söylediğimiz gibi bu erkek hegemonyasında bir Papa vardı ki; Vatikan’ın yüzkarası olarak görülen ve varlığı tarihten silinmeye çalışılan ‘Kadın Papa Joan’.
Joan, 9. asırda İngiltere’den ihraç edilmiş bir ailenin kızı olarak Alman şehri Ingelheim‘da doğmuş. Yakınları, onu ‘Gilberta‘ ve ‘Jutta‘ diye de çağırırlarmış. Joan kendini zeki biri olarak görüyormuş; ama sırf kadın olduğu için bu özelliğin kendisine avantajdan çok dezavantaj sağlayacağını düşünmüş. 12 yaşına geldiğinde erkek elbiseleri giymeye ve erkek çocuk gibi davranmaya başlamış.
Atina’da din ve felsefe öğrendikten sonra Roma’ya giden ve kendisini John Anglicus ismiyle, erkek kılığında tanıtan Joan, Benedictine Manastırına girmiş daha sonra. Zeki biri olduğunu burada da gösteren Joan, bilgisiyle kardinaller ve rahiplerin bulunduğu geniş bir çevreye girmeyi başarmış.Roma kilisesinin başında olan Papa IV. Leon’un sağlığı bozulmaya başlayınca kardinaller, papalığa en layık kişi olarak onun adını dillendirmeye başlamışlar. 847 senesinde Papa Leon ölünce yerine kilise dışından bir kişi olmasına rağmen, Joan Papa olarak seçilmiş ve böylece VIII. Joan adıyla göreve başlamış.
Tüm bu başarının ve erkek kılığında geçen onca senenin sonrasında Joan kadın olduğu gerçeğini herkese karşı saklasa bile bu doğa kanununa karşı gelememiş ve hizmetkarlarından birine aşık olmuş. Hatta onunla ilişkiye girmiş. Bu yasak ilişkiden hamile kalan Joan için asıl ve üzücü, bir o kadar da kısa süren hikaye bundan sonra başlamış. Hamileliğini dokuz ay boyunca gizlemeyi başarmış; ancak 855 yılında Aziz Petrus Kilisesi‘nin dışında kortej halinde yapılan dini tören sırasında doğum sancıları başlayınca çocuğunu doğurmuş ve kadın olduğu ortaya çıkmış Papa Joan’ın.
Her şey ortaya çıkınca, kadın Papa dışlanmış, kınanmış; ama başına neler geldiği hala gizemini koruyor. Kimi yazarlar öfkeli kalabalık tarafından parçalandığını, kimileri ise Roma sokaklarında atlara bağlanarak sürüklendiğini söylerler. Bu çeşitli ölüm hikayelerinin ardından kitaplara geçen bir diğer söylem de Fransa’da üç gün ve üç gece suların kanlı aktığı ve ortalığı sekiz kanatlı ve keskin dişli çekirgelerin istila ettiğidir. (Petrarch 1304- 1376)
Ölümünden sonra (kimilerine göre o ve çocuğu hemen orada öldürülmüş) aynı yere gömülmüş. Buraya dikilen mezar taşında “Petre, Pater Patrum, Papisse Prodito Partum” (Baba, babaların babası, Kadın Papanın çocuk doğurma ihaneti) yazdığı ileri sürülmektedir. Papalar geleneksel ayinleri esnasında Roma’da yürürken daima bu noktada caddeden dönerler, bunun olaya duyulan nefretten dolayı yapıldığına inanılmaktadır.
Katolik Kilisesi uzunca bir süre tartıştığı kadın Papa’nın eş zamanlı hiçbir kaynakta yer almadığını ve tüm hikayenin Protestan Kilisesi tarafından uydurulmuş bir efsane olduğunu belirtmiş. Ancak söylentiler odur ki, bu kadın Papa skandalından sonraki Papa seçimlerinde kişinin erkeklik organı bilhassa kontrol edilerek seçilen Papa’nın erkek olduğu kesinleştirilmeye başlanmış.