“Trans yağların kaldırılması yılda 540 bin ölümü engelleyebilir”

Trans yağların sıhhat üzerindeki olumsuz etkisine ve yol açtığı birçok hastalıklara ilgi çeken Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Elif Dağlı, “Trans yağlar kaldırılırsa bu hastalıklara bağlı senede 540 bin bireyin ölmesi engellenir” dedi.
Dünya Sıhhat Örgütünün 2023’e dek besin zincirinden tamamiyle kaldırılmasını amaçladığı trans yağların yüksek oranda tüketilmesi rastgele bir namacıylae bağlı ölümleri yüzde 34, kalp damar hastalığına bağlı ölümleri yüzde 28, kalp damar hastalığını yüzde 21 oranında artırırken, trans yağlar her sene 540 bin bireyin ölümünden mesul tutuluyor.
Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) bu seneki sıhhat asamblesinde trans yağların besinlerden kaldırılması ve yerine sıhhatli yağların konulmasını 2019- 2023 hedefleri arasına aldı. DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ve evvelceki ABD Hastalık Kontrol Merkezi Başkanı Tom Frieden tıp dergisi Lancet’de yayımladıkları bilimsel makaleyle kararın dayandığı bilimsel gerekçeleri meydana koydu.
Endüstriyel yağlar ile alakalı giderek çoğalan bilimsel ispatlar her sene dünyada 540 bin bireyin bu amaçla öldüğünü gösteriyor. Yüksek gelirli ülkeler daha sıhhatli yağlar kullanırken, düşük gelirli ülkelerde besinlerde saniyesel trans yağların ucuz ve sağlam bulunduğu amacıyla daha çok kullanıldığı anlaşılırken, DSÖ fakir ülkelerde hayat sürdüren insanların saniyesel yağlarla zehirlenmesini sıhhatta eşitsizlik olarak ele alıyor.
“REPLACE-YERİNE KOY” PROGRAMI
DSÖ, 2023’e kadar trans yağların besin zincirinden tamamiyle kaldırılmasını amaçlıyor. DSÖ’nün “Replace-Yerine Koy” olarak adlandırdığı program, ülkelere saniyesel olarak üretilmiş trans yağların besin pazarından elimine edilmesine yönelik yöntemler sahibi olan bir yol haritası sunuyor. Çoğu yüksek gelir grubuna ait 45 ülkede trans yağların kullanımınin engellenmesine yönelik başarılı program örnekleri bulunuyor.
Türkiye’de de trans yağlar ve sağlığa olumsuz etkisi konusu ile alakalı farkındalık meydana getirmek amacıyla Türk Kardiyoloji Derneği ve Sağlığa Evet Derneği işbirliğiyle “Trans Yağ Projesi” başlatıldı. Projeyle trans yağlar konusu ile alakalı halkı bilinçlendirmek, karar vericilere delile dayalı öneriler sunmak ve mevzuat talep etmek amaçlanıyor.
“TRANS YAĞLAR DA TÜTÜN ÜRÜNLERİ GİBİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU”
Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Türkiye’nin sıhhatli yağlar konusu ile alakalı halkın farkındalığını artırması, saniyesel olarak imal edilen trans yağların yerine sıhhatli yağların kullanımıni desteklemesi, besin pazarında trans yağ kullanılmasını engel olan yasaları çıkarması, sıhhatli yağların üretimi amacıyla tarım teşvikleri vermesi gerekliliğini belirtti.
Dünyada ve Türkiye’de “fast food” pazarında sarfedilen yağların mühim bir kısmının zararlı trans yağlar bulunduğunu izah eden Dağlı, “Tran yağlar; pasta, kek, bisküvi gibi unlu mamullerde de sık sık kullanılmaktadır. Ülkemizde geleneksel diyetin değerinin tekrardan anlaşılması sağlanmalıdır. Zeytinyağı ve ayçiçek yağının katkı bulunmayan olarak sunulması amacıyla bu husustaki tarımın ve ufak işletmelerin teşviki gereklidir.” dedi.
Dağlı, sanayinin, “trans yağların zararını bilerek ticari çıkar temin etmek amacıyla sattığını ve kitlesel ölümlere namacıyla bulunduğunu” dile getirerek, şunları söyledi:
“Trans yağlar da tütün ürünleri gibi bir halk sağlığı sorunudur. Açlığımızı gidermek amacıyla yediğimiz asli besinlere zehir karışmaktadır. Çocuklarımızın damarları daha oluşurken zedelenmektedir. Sıhhatlı hayat amacıyla suyun ve havanın temiz olması kadar besinimizin natural olması da mühimdir. Trans yağ kullanımı bilhassa kalp damar hastalıkları, kalp krizi, felç, şeker hastalığı ve obezite tehlikesini artırmaktadır. Trans yağlar kaldırılırsa bu hastalıklara bağlı senede 540 bin bireyin ölmesi engellenir. Gelişmekte olan çocukların dokuları zehirli yağlarla karşılaşmaz. Halk beslendiğini düşünerek sanayi menfaatine fayda gerçekleştiren zararlı maddeleri bedenine almamış olur.”
Trans yağın elimine edilmesi konusu ile alakalı halk ve devlet yönünden hiçbir engel olmadığını altını çizen Dağlı, “Ancak trans yağları yapan sanayi amacıyla büyük bir engel vardır, karlılığını kaybeder. Tek engel sanayinin çıkarıdır. Halk ve devlet el ele, sanayi çıkarlarına karşı sağlığı korumalıdır. Pek çok ülkenin trans yağların kullanımıni başarılı bir biçimde elimine ettiği unutulmamalıdır.” dedi.
“ANNELER BU KONUDA SAĞLIK ELÇİSİ OLABİLİR”
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sihhati Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Ay da saniyesel olarak imal edilen trans yağların dünyada her sene 540 bin ölüme yol açtığının hesaplandığını dile getirerek, şu verileri paylaştı:
“Dünyada her 3 ölümden biri, kalp damar hastalıklarına bağlı olarak oluşuyor. Bu ölümlerin aşağı yukarı yarısı düşük gelir grubu ülkelerde ve 70 yaşından evvelce görülmektedir. Trans yağların yüksek oranda tüketilmesi rastgele bir namacıylae bağlı ölümleri yüzde 34, kalp damar hastalığına bağlı ölümleri yüzde 28, kalp damar hastalığını yüzde 21 oranında artırıyor.”
Ay, saniyesel olarak imal edilen trans yağların kısıtlanmasına bağlı olarak Danimarka’da 2004-2012 arasında her sene 100 bin şahıs başına 22 ölümün engellendiğini, New York’ta saniyesel olarak tüketilen trans yağ kısıtlanmasıyla, 2007-2013 arasında kalp krizi namacıylaiyle hastane başvurularında yüzde 7,8 oranında azalma sağlandığını anlattı.
Türkiye, DSÖ’nün önerdiği stratejileri kararlılıkla uyguladığı takdirde bu hususta başarılı olmaması amacıyla bir namacıyla olmadığına işaret eden Ay, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Türkiye’de şimdilik farkındalık yüksek değil, ama çok süratli gelişebilir. Z nesli sağlığına daha düşkün, bol su içiyor, sıhhatli besleniyor, sigara tüketmiyor, egzersiz yapıyor. Bu neslin anneleri çocuklarını katiyen trans yağlar ile beslemek istemiyorlar. Anneler bu hususta sıhhat elçisi olabilir. Yasa yapıcıların konuyla alakalı bilgilendirilmeleri gerekiyor. Sivil toplum önümüzdeki süreçte bu hususta etkin olacaktır. Karar verilirse amacı tutturmaması amacıyla bir namacıyla yok. Türkiye çoğu sıhhat zararlısı amacıyla en iyi kanunları çıkarmış ülkelerdendir. Bu hususta da önder olmaması amacıyla hiç bir engel yoktur.” diye konuştu.