Kalp sağlığı ile ilgili bilinmesi gereken 7 gerçek

Kalp sağlığının korunması kaliteli ve uzun bir hayat amacıyla büyük ehemmiyet taşıyor. Her gün kalple alakalı yeni çalışmalar yapılıyor, pek çok sıhhat kuruluşu, pek çok eksper kalp sağlığı amacıyla uyarılarda bulunuyor. Fakat buna karşın kulaktan kulağa sunulan bulgular kalp sağlığıyla oynayabiliyor.
Memorial Şişli Hasadetsi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, kalp sağlığıyla alakalı bilinmesi lüzumenleri 7 başlık altında şu şekilde aktarıyor:
1. Diş çürüğü kalbi etkiler: Sağlıksız ve iltihaplı dişler, insan bedenindaki tüm organları olumsuz yönde etkiler ama kalbinde rastgele bir problem olmayan şahıslarda “Diş çürüğü kalp krizini tetikler” demek tam olarak doğru olmaz. Fakat kalp kapak hastalıklarında diş kökü enfeksiyonları çok ehemmiyetlidir. Sağlıklı bir bedene mikrop girdiği zaman, bağışıklık sistemi bu mikrobu imha edebilir ama kalp kapak hastalığı olanlarda bedene giren mikrop kalp kapağına yerleşir. Tıbbi adı “Enfektif endokardit” olan kalp kapağı enfeksiyonu meydana gelir, ki bu da ciddi bir problemdur. Bu enfeksiyon antibiyotiklere çok dirençlidir. O amaçla de kalp kapak bozukluğu olan hastalara, kanamalı bir diş tedavisi yapılacak ise tedaviden iki saat evvelce kullanmaları üzere bir antibiyotik reçete edilir.
2. Gençler de kalp krizi geçirir: Kalp denetimi ilk olarak bebek anne karnındayken başlamalıdır. Yapılan fetal eko tetkikiyle her türlü kalp hastalığı bebek anne karnındayken saptanabilir. Karıncıklar arası delik, kalp kapak darlıkları, kulakçıklar arasında geniş delik, kalpten çıkan ana damarların yer değiştirmesi, çoğu kalp bozukluğu ve kalp hastalıklarının tanısı konulur. Bunun yanısıra çocuk beş yaşına gelene kadar kesinlikle bir eko çekilmelidir. Hem de hayatın ilk 20 yılsinde çocuk ve gençlerin kan yağlarına, kolesterol değerlerine birkaç kez bakılmalıdır. Çocuk ve gençlerde gözlenen ve kalp krizi olarak yorumlanan ölüm olaylarının sebebi doğumsal kalp anomalilerine bağlı ritim bozukluğu ve kalp durmasıdır. Ritim bozuklukları doğuştan gelen kalp hastalıkları, kalp büyümesi, kapak hastalıklarına bağlı olabildiği gibi kalıtsal geçiş gösteren problemler da sebep olabilir. Bu amaçla “Çocukların ve gençlerin kalp denetimi yapmasına lüzum yok” algısı yanlıştır.
3. Kalp amacıyla hareket ehemmiyetli: Kalp sağlığı amacıyla illa spor salonlarına gitmeye ya da yürümek amacıyla yürüyüş bantları kullanmaya lüzum yoktur. Genellikle 40 yaş üstü şahıslarda yürüme bantları ortopedik travmaya sebep olabilir. Oysa sokakta yapılacak bir yürüyüş yalnızca kalp değil ruh sağlığı amacıyla de faydalıdır. Kalp sağlığını güvenliğini sağlamak amacıyla bedeni hırpalayacak şekilde 10 bin ismim atılması fayda getirmez. Günlük beş bin ismim üstünde atmak, ki bu 3,5 km eder, 45 dakika yürümek yeterlidir. Yürüme sürati ne çok çok ne çok yavaş olmalıdır. Yürümeye başladığınızda nabız ölçümü yapmak, yürüme bitiminde artı 20 nabız adedi varsa bu faydalı bir yürüyüştür. Hem de spor salonlarında kalp sağlığı hedefli oluşturulan sporlarda nabzın üst sınırı 120-125’i geçmemelidir. Hem de hareket etmeyen hayat kalbin düşmanıdır. Bütün gün büroda hareket etmeyen çalışanlar da hekimlerine danışarak büroda yapabilecekleri egzersizleri öğrenip uygulamalıdır.
4.Yumurta kalbin düşmanı değil: Yumurta, belki de paketi içersinde doğadan gelen tek yiyecektir ve amacıylae katkı maddesi koyulamayacak bir gıdadır. İçinde 12 vitamin ve 11 minerali barındırır. Vücudumuz tamamiyle sebze ve yeşillikle beslense bile günde 5- 5,5 gram kolesterol üretirken bir yumurtadan alınan 200 mg kolesterolün hiçbir ehemmiyeti yoktur. Kalp hastası olsun ya da olmasın her bireyin günde bir adet yumurta yemesi lüzumlidir. Fakat her gıdada bulunduğu gibi yumurtanın da çoğu sakıncalıdır. Mesela günde iki yumurtadan çoğu yendiğinde kan yağlarında yükselme meydana gelir, bu da kalp sağlığını olumsuz etkiler. Çocuklar ve yaşlılar günde bir yumurta, yetişkinler ise muhakkak gün aşırı bir yumurta tüketmelidir.
5. Kadınlar da kalp hastası olur: Bayanlarda bundan 20-30 yıl evvel kalp hastalıklarının görülme seviyesi erkeklere oranla daha düşüktü. Fakat çağdaş hayatla birlikte kadınlar da erkekler gibi çalışma hayatının içersinde yer almaktadır. Son yıllerde kadınlar gündüz işyerinde çalışmakla birlikte akşamları ikinci bir iş olarak evleriyle ilgilenmeye başlamışlardır. Ve kadınların sigara içme seviyesi eskiye göre daha da yükseldi. Bayanlarda kalp sağılığı deyince, ilk akla gelen faktörlerden biri, östrojen hormonunun kalbi korumasıdır. Östrojenin kadınlarda damarlar üstünde koruyucu tesiri bulunduğu bilinmektedir. Bunun yanısıra östrojen damar iç yüzeyindeki parlak yüzeyi korur, damar sertliğini önler. Ama östrojenin bir özelliği de menopozla birlikte ortadan kalkmasıdır. Östrojen etkinliğinin azalmasına bağlı olarak doğa kadınlarda tamamiyle tersine döner ve koroner hastalıklarla birlikte şeker, kolesterol, yüksek tansiyon, kemik erimesi de östrojen etkinliğinin azalmasıyla meydana çıkmaktadır. Emzirmemek doğaın bayanlara armağanı olan östrojen hormonunun erken kaybolmasına namacıyla olur. Bu amaçla kadınlar erkekler kadar koroner kalp hastalıkları tehlikesini taşımaktadır. Hem de kadınlar sigarayı bırakma konusu ile alakalı son derece başarısızlar.